Çocuklar için Yedi Eğlenceli Bilmece
-
Sarı bir top, göğe bakar; ısıtır dünyayı, gün boyu parlar. — Güneş
-
Gece çıkar, gündüz kaybolur; gökyüzünde parlar, sana yol gösterir. — Ay
-
Beyaz taneleri var, gökyüzünde yolculuk eder; yere değince suya dönüşür. — Bulut
-
Kırıldığında beynini andırır; içi yemiş, dışı sert bir kabuktur. — Ceviz
-
Dört bacağı var, üstüne oturursun; yemek masasında seni taşır. — Sandalye
-
İçinde sarı bir akı var; kahvaltıda herkes ona düşkündür. — Yumurta
-
Uzun kulaklarıyla hoplar zıplar; havuç tarlasını seven dostun. — Tavşan
Hayvan Bilmeceleri
-
Uzun boynu var, yüksek dallardan yaprak toplar, benekleriyle benek benek görünür. — Zürafa
-
Üzerinde cesur siyah‑beyaz çizgiler var, atlara benzer, ova topraklarında hızla koşar. — Zebra
-
Koca kulaklı, uzun hortumlu; suyu fırtlar, iri adımlarla yürür. — Fil
-
Altın kahverengi yele saçar, ormanın kralı ünvanıyla gururla kükreyen. — Aslan
-
Evini sırtında taşır, yavaş adımlarla ilerler; sert kabuğu onun zırhıdır. — Kaplumbağa
-
Düz vücudu sürünür, dilini çıkarıp avını bulur. — Yılan
-
Geceleri uyanık, sessizce kanat çırpar, geniş gözleriyle karanlığı delen. — Baykuş
-
Su yüzünde kaynayan çamurda gizlenir, keskin dişleriyle avına saldırır. — Timsah
-
Havuç tarlasına konuk olur, uzun kulaklarıyla etrafı dinler, hızlıca zıplar. — Tavşan
-
Nal izleri bırakır, kırlarda özgürce dört nala koşar. — At
-
Pencereden baktığında duyarsın “miyav”, pamuk yumağı gibi tüylüdür. — Kedi
-
“Hav hav” diye seslenir, kuyruğunu sallayıp en sadık dost olur. — Köpek
-
Pulları var, solungaçlarıyla nefes alır, suyun altında yüzer. — Balık
-
Yere basan minik bacaklarla taşıdığı yük büyük; taneleri toplar, evi besler. — Karınca
-
Tatlı yükü omuzlarında, çiçekten çiçeğe uçarken vızıldar. — Arı
-
Gölde bekler, derisi kaygan, büyük sıçramalar yapar, “vırak” diye ses verir. — Kurbağa
-
Ağaç tepelerinde sallanır, muz gibi meyveleri elleriyle yer. — Maymun
-
Buz üzerinde dik yürür, kanatları varken uçmak yerine kaymayı tercih eder. — Penguen
-
Renkli kanatlarını açar, durduk yere çiçeklere konar; nazlı bir uçuşu var. — Kelebek
-
Siyah bir ceket giyer, sabahları “kar‑kar” der, ağaç tepelerinden dünyayı izler. — Karga
Doğa & Hava Bilmeceleri
-
Gökyüzünden toprağa düşer, çiçekleri sulayıp toprak gülümsetir. — Yağmur
-
Bembeyaz bir örtü gibi iner, adım attıkça çıtır çıtır ses çıkarır. — Kar
-
Gözlerimizi kısan sarı küre, ısısıyla her yanımızı ısıtır. — Güneş
-
Görünmez bir el eser, saçlarımızı savurur, yaprakları dansa davet eder. — Rüzgar
-
Yağmurdan sonra gökyüzünde görünen renkli kemer, umutla süsler dünyayı. — Gökkuşağı
-
Beyaz pamuk yığınıdır, gökyüzünü kaplar; bazen su, bazen kar taşır. — Bulut
-
Sabahın erken saatlerinde iner, her şeyi süt beyazına bürür; yürürken etrafı gizler. — Sis
-
Bir anda parlar, gökyüzünü aydınlatır; hemen ardından karanlık çökmeden önce kaçar. — Şimşek
-
Şimşeğin ardından gelir, göğü titreterek derin sesler çıkarır. — Gök Gürültüsü
-
Küçük buz topları halinde iner, camlara tıngırdar; yazın bile sürpriz yapabilir. — Dolu
-
Sabah çimleri öper, güneş yükselince kaybolur; minik damlacıklar toplar. — Çiy
-
Yüksek kayalardan dökülen su, serin serin akar; su damlaları müzik gibi çalar. — Şelale
-
Kenarları yeşil, ortası sakin; yüzeyinde gökyüzünü yansıtır. — Göl
-
Dağlardan doğar, kıvrıla kıvrıla akar; sonunda denize kavuşur. — Nehir
-
Zirvesi bulutlara dokunur, etekleri vadilere hükmeder; tırmanması macera ister. — Dağ
-
Ağaçlar topluluğu, kuşlara yuvadır; içi gizemli, sessiz ve yeşil. — Orman
-
Geceyi uğurlayıp yeni günü müjdeler; gökyüzünü turuncuya boyar. — Gün Doğumu
-
Günü uğurlarken gökyüzünü pembe ve kızıl tonlarla süsler. — Gün Batımı
-
Gecenin karanlığında kayan ışık hüzmesi; dilek tutunca daha da özel olur. — Yıldız Kayması
-
Kırmızı lavlarla öfkesini gösterir, dağın tepesinden patlayarak çevreyi ısıtır. — Yanardağ
Nesne & Eşya Bilmeceleri
-
Dairesel yüzüm var, kollarım yok ama zamanı hep gösteririm. — Saat
-
Bana baktığında yüzünü olduğu gibi görürsün. — Ayna
-
Göğsünü açınca seni yağmurdan korur, kapandığında susar. — Şemsiye
-
Sayfaları arasında binlerce macera saklı, her açışta yeni bir dünya. — Kitap
-
Ucunda ince bir uç var, düşüncelerini kağıda bırakır. — Kalem
-
İki taneyim, ayağını sarar, adımlarını dünyaya taşırım. — Ayakkabı
-
Küçük metalimle kapıları anahtarsız açarım. — Anahtar
-
Dokununca ekrandan arkadaşını görür, sesini uzaktakine taşır. — Telefon
-
Karanlıkta patikalar çizerim, elimde taşıdığın sabit bir yıldız gibiyim. — Fener
-
Tüm okulun eşyasını sırtında taşır, boynuma as beni unutma! — Sırt çantası
-
Yemeğini içine koyup masada hep yanında dururum. — Tabak
-
Çorbayı içmene yardım eder, sırtım çukur, önü kucağın. — Kaşık
-
İki ağzım var, kağıt ve ipliği bir çırpıda ayırırım. — Makas
-
Diş diş dizili tellerimle saçlarını düzene sokarım. — Tarak
-
Kıllı başımla dişlerini fırçalar, sabah akşam görevim bu. — Diş fırçası
-
Düğmeme basınca odanı aydınlatırım, gece lamban bile olabilirim. — Lamba
-
Düğmeye basınca ekranda yeni bir dünya belirir, kumandam dostum. — Televizyon
-
Susuz kalırsan benden iç; saydam bedenimde suyu tutarım. — Bardak
-
Üzerimde bir kolum var, beni itince içeri adım atarsın. — Kapı
-
Camlı penceremle evine gün ışığı bırakır, rüzgârda hafifçe şarkı söylerim. — Pencere
Yiyecek & İçecek Bilmeceleri
-
Yeşil kabuğum çizgili, kırmızı kalbimde tatlı hazine; sıcak yaz günlerinin serin yıldızı benim. — Karpuz
-
İnekten gelen kremamsı arkadaş, ekmeğini sever; dilinde eriyince sofrana neşe getirir. — Peynir
-
Beyaz topak, ekmeğin üstünde kayar; sabah sofralarının yumuşak dokunuşu. — Tereyağı
-
Bardakta dolaşan beyaz nehir, kemiklerini güçlendirir; kahvaltı sofrasının vazgeçilmezi. — Süt
-
Küçük kristal tanelerim; çay ve limonata dostu, tatlı bir mırıldanış sunarım. — Şeker
-
Hamurum yuvarlak, sosum kırmızı, üzerimde eriyen peynir dilim dilim mutluluk saçar. — Pizza
-
Susam taneleriyle kaplı, sabah yürüyüşünün çıtırtısını taşırım. — Simit
-
Beyaz mayam suyla buluşunca kabarır, kaşığımda serinlerim. — Yoğurt
-
Ekmek arası sıcak lezzet, makineden çıktı mı tadına doyum olmaz. — Tost
-
Uzun tanelerim, kaynar suya atılınca aşkım kabarıp yumuşar, peynir veya sosla dans ederim. — Makarna
-
Kabuğum kalın, soyunca sarı dilimler akar; içimde güneş tadı saklı. — Portakal
-
Kahverengi giyinmiş tatlı kareler; iki ısırıkta kalpleri ısıtır. — Çikolata
-
Külahın tepesinde beklerim, yaz sıcağında kaşığa vız vız mutluluk taşırım. — Dondurma
-
Çiçekten damla damla dökülür, kaşığa tatlı bir sevgi bırakır. — Bal
-
Meyveler kavanoza sığar, ekmeğe sürülünce tatlı bir gülümseme yayarım. — Reçel
-
Yeşil ya da siyah, sofrada yarışır; ekmekle birleştiğinde en iyi arkadaştır. — Zeytin
-
Küçük kırmızı mercimeğim, kaynar suyla buluşunca sıcacık çorba olur. — Mercimek
-
Fırında kızaran süt ve pirinç, üstünü tarçınla süslerim; kaşığa değer değmez mutluluk. — Fırın sütlaç
-
Mısır tanelerim ateşle çarpışır, beyaz bulutlara dönüşür; film gecelerinin neşesi olurum. — Patlamış mısır
-
Kat kat açılan hamurum, peynirle sıcacık sarılır; fırından çıktığımda kokum evi doldurur. — Börek
Vücut & İnsan Bilmeceleri
-
Başımın tepesinde döner durur, kafamı sağa sola taşır. — Boyun
-
Alt alta dizililer, gülünce hepsi parlar; elma ısırınca onların işi var. — Dişler
-
Dudaklarımın arasında konuşur, yemekle tanışınca tatlı olurum. — Dil
-
Yüzümde minik iki kuş yuvası, kokuları onlarla hissederim. — Burun
-
İki yanda pencerelerim, sesin tüm yolculuğunu getirir bana. — Kulaklar
-
Uzun iki kollarım var, sevdiklerime sarılmamı sağlar. — Kollar
-
Tepemdeki teller, güneşin altında dans ederim. — Saç
-
Bileğimle birleşir, adımlarımı yere sabitler; hep ileriye taşır. — Ayak
-
Çömelip kalkmayı kolaylaştıran yuvarlak eklemim var. — Diz
-
Elimin ucunda açılıp kapanan minik kahramanlar, dokunmayı onlarla hissederim. — Parmaklar
-
Geceleri beni kapatır, gün doğunca yeniden açarım. — Göz kapakları
-
Göğsümün içinde atar durur, her “bam bam” sesi hayatımı korur. — Kalp
-
Kolumla gövdem arasında köprü kurar, yükleri bükerken yardım ederim. — Dirsek
-
Kollarımı taşır, çantamı omzuma asarım; güçlü bir desteğim. — Omuz
-
Tüm vücudumu kaplar, ayazda üşümememi ve batırdığım yere his iletmememi sağlar. — Deri
-
Alt ve üst parçayı birleştirir, çenem açılırsa iş başındadır. — Çene
-
İçimde sert bir iskelet, beni ayakta tutar ve korur. — Kemikler
-
Vücudumu yere taşıyan iki uzun arkadaş, her adımda birlikte çalışır. — Bacaklar
-
Her insanda farklı uzunlukta, seni ölçer ve büyümeni gösterir. — Boy
-
Parmağımın ucunda benzersiz kıvrımlar, hangi insan olduğumu söyler. — Parmak izi
Soyut Kavram Bilmeceleri
-
Akıp gider, göremesek de hissederiz; hiç durmaz, hep ileriye taşır bizi. — Zaman
-
Gözlerimizin görebildiği her şeyde varım; gökkuşağıyla dost, dünyayı renklendiririm. — Renk
-
Kalbimizin en tatlı kıpırtısı; annenin, babanın gözlerinde sıcacık hissedilen duygu. — Aşk
-
İki kişi arasında kurulan görünmez köprü; paylaştıkça çoğalır, yalnız kalınca küçülür. — Arkadaşlık
-
Yüzümüzde çiçek açtıran görünmez hediye; bazen küçük bir sözle kocaman gülümsetir. — Mutluluk
-
Bazen gözlerimizden damla damla akar, kalbimizi hüzne boğan sessiz misafir. — Üzüntü
-
Göz kapaklarımız kapatıldığında başlar macera; uyandığımızda çoğu zaman bizden kaçar. — Rüya
-
Gerçek olmayan bir kitap; sayfaları aklımızdaki dilek ve düşlerle dolar. — Hayal gücü
-
Yeni şeyler öğrenmek için kapıları aralar; sorularıyla bizi keşfe çıkaran enerji. — Merak
-
Beklemeyi öğrenince yanında durur; sabrın meyvesini verince mutluluk saçar. — Sabır
-
İçimizdeki neşeyle dışarı taşar, kulaklarımızda çınlayan en güzel şarkıdır. — Kahkaha
-
En gürültü durduğunda gelir; bazen kelimeler susarken o her şeyi anlatır. — Sessizlik
-
Duyguları notalara döker, usul usul ruhumuzda dans başlatır. — Müzik
-
Görevim anıları saklamak; geçmişi bugüne taşır, bazen gülümsetir bazen hüzünlendirir. — Bellek
-
Karanlığın içinden bir ışık yakar; geleceğe dair güzel hayaller ekeriz. — Umut
-
Dev cüssesi yok ama karanlık anlarda en önde bekler; bazen doğru sinyaller de verir. — Korku
-
Aniden kapıyı çalar, her şeyi şaşırtır; bazen mutluluk, bazen heyecan bırakır. — Sürpriz
-
Cesaretle yola çıktığında başlayan serüven; bilinmeyende saklı kocaman bir dünya. — Macera
-
Var olana yeni bir soluk katar; renkleri, kelimeleri farklı dünyalara taşır. — Yaratıcılık
-
Fikrimizin minik yolcusu; bazen uçuşa geçer, bazen adımlarımızı yönlendirir. — Düşünce
Eşya Bilmeceleri
-
Kollarım yok ama üzerine yaslanırsın, dinlenmek isterken beni tercih edersin. — Sandalye
-
Dört bacağım var ama kendim yürüyemem; kitapları, oyuncakları taşıyarak odanı düzenlerim. — Raf
-
İçine giysilerini koyarsın, kapaklarını kapatınca odanı düzenli tutarım. — Dolap
-
Küçük düğmesini açınca ışık yayarım, geceleri yolunu aydınlatırım. — Lamba
-
Dört bacağım var, yemek yiyip sohbet ederken en yakın dostundur. — Masa
-
Anahtarını çevirince açılır, sakladıklarını güvende tutarım. — Kilit
-
Yazılarını siler, kâğıdı temiz tutar. — Silgi
-
Ucunda sivri uç var, kağıda düşüncelerini bırakır. — Kurşun kalem
-
Sesini yakalar, uzaktaki arkadaşına ulaştırır. — Telefon
-
Sıcak veya soğuk içeceğini içine koyarsın, tutunca ellerin üşümez. — Bardak
-
Sayfalarım sırt sırta, notlarını ve resimlerini bir arada tutarım. — Defter
-
Evin girişini korurum, koluyla açılıp kapanırım. — Kapı
-
Elektrik verir, kumandan ona emreder, renk renk dünyaları getirir. — Televizyon
-
Üzerine asılan çamaşırlar kurur, rüzgârla dans eder. — Çamaşır askısı
-
Fotoğraflarını sergilerim, en güzel anılarını duvara asarım. — Çerçeve
-
Soğuk günleri sever, bacasından tütünce içeri ısı taşırım. — Şömine
-
Oyuncaklarını ve küçük eşyalarını bölmelerimde saklarsın. — Organizer
-
Elinde tutunca sıcaklığı ölçer, hava ne yapmış öğrenmene yardım eder. — Termometre
-
Sabahları seni uyandırmak için “ring” der, erteleme düğmesi de var. — Alarm saati
-
Eşyalarını toplarken en büyük yardımcın, içinde kilit de taşırım. — Seyahat çantası
Komik Bilmeceler
-
Karnaval nedir? — Karıncaların eğlencesi
-
Hangi meyve en çok şaka yapar? — Muz, çünkü “muzur” olur
-
Hangi tavuk internette gezinir? — Tık‑tuk
-
Hangi balık asla yüzmez? — Palyaço balığı, çünkü sürekli güler
-
Hangi ayakkabı susmaz? — Çakı, çünkü “cırr” der
-
Hangi sebze çok zayıftır? — İnce‑biber
-
Hangi çiçek hiç açmaz? — Anahtar çiçeği
-
Hangi pasta asla yenmez? — Yaş pasta, çünkü yaşlıdır
-
Hangi ağaç şarkı söyler? — Nota ağacı
-
Hangi araç asla lastik değiştirmez? — Trambolin
-
Hangi okul asla ders vermez? — Süt okulu
-
Hangi göl asla su kaybetmez? — Gül
-
Hangi taksi uçabilir? — Kuş taksi
-
Hangi köprü asla yıkılmaz? — Kar köprüsü
-
Hangi fare bilgisayar kullanmaz? — Gerçek fare
-
Hangi gözlük asla takılmaz? — Şapka
-
Hangi kişi asla uyumaz? — Uçurtma
-
Hangi çoraba asla ayak girmez? — Sevimli çorap
-
Hangi meyve konuşamaz ama çok sohbetlidir? — Erik
-
Hangi kitap uçamaz ama sayfaları kanatlanır? — Çizgi roman
Zeka Bilmeceleri
-
Çift ayaklı, tek başlı otobüs kim? — Tavşan
-
Bir odada iki el var ama kimse yok. Neyim ben? — Saatin ibreleri
-
Üç kardeş var: Biri hep susar, biri hep koşar, diğeri hep döner. Kim onlar? — Saat (akrep, yelkovan, saniye)
-
Hangisi bir kilo demirden daha ağırdır? — İkisi eşit
-
Evine bir ağaç kadar büyük misafir geldi, ama evi küçülmedi. Neydi o? — Gölge
-
Gözünle göremezsin ama yansımasını her yerde bulursun. Neyim ben? — Hava
-
Ne kadar hızlı koşsam da asla yere inmediğim yer neresi? — Zaman
-
Suyu bozamayan ama içine atılınca kaybolan şey nedir? — Buz
-
Elinde ne kadar tutarsan o kadar büyür. Neyim ben? — Sabun köpüğü
-
İçinde yalnızca rüzgârı taşıyan gemi hangisidir? — Yelkenli
-
Sabah dört ayak, öğle iki ayak, akşam üç ayak olan nedir? — İnsan
-
Hiç yürümemesine karşın hep uzağa giderim. Neyim ben? — Yol
-
Hangi kelime yanlış yazıldığında doğrudur? — “Yanlış”
-
Ne kadar çok alırsan o kadar büyür, adına kazık denir. Neyim ben? — Çukur
-
Ağacın gölgesine asla sığamazsın, çünkü… — Gölgen ağacın gölgesinden farklı boyda
-
Biri tek, diğeri çift adım atar; ikisi de şaşkın bakar. Neyim ben? — Ayakkabı bağcıkları
-
İçinde sayı var ama hiç hesap yapmaz. Neyim ben? — Telefon tuş takımı
-
Günü saymadan yarınını anlatırım. Neyim ben? — Takvim
-
Kışı asla görmeden daima beyazla kaplı kalırım. Neyim ben? — Bulut
-
Hiç dilim yok ama dilim dilim kesilir. Neyim ben? — Pizza
Anaokulu Bilmeceleri
-
Yuvarlağın dört köşesi olmaz, adı ne? — Daire
-
Kırmızı, tatlı, ağacın dalında sallanır; bul bakalım? — Elma
-
Uzun kulaklı, havuç yer, bahçede zıplar. Kim o? — Tavşan
-
Gece gökyüzünde parlar, adı ne? — Yıldız
-
Sıcak yaz gününde serinleten su damlacığı. Neyim ben? — Yağmur
-
Küçük bir balık, suda yüzer. Kim o? — Balık
-
Uçup çiçekten çiçeğe konar, bal yapar. Neyim ben? — Arı
-
Gittikçe kısalır, boyumuz kısa kalırsa ama ağlamaz. Neyiz biz? — Kurşun kalem
-
Küçücük, kara, teker teker dizili, gülünce parlar. Neyiz biz? — Dişler
-
Rengine dokunup yüzüne bakarsın, sana gerçek seni söyler. Neyim ben? — Ayna
-
Ufacık kutusu var, içine resim yaparsın. Neyim ben? — Boya kutusu
-
Parmak ucunda çiçek açtırır, dokununca renk bırakır. Neyim ben? — Parmak boya
-
Dört bacağım var ama ben koşmam, üstünde oturup hikâye dinlersin. Neyim ben? — Sandalye
-
Gözünü kapatınca başlar, renkli hayaller kurdurur. Neyim ben? — Uyku
-
İki tekerim var, pedallarıyla seni taşır. Neyim ben? — Bisiklet
-
Minik şarkıcı, dallarda ötüşür. Kim o? — Kuş
-
Sabah akşam elimde, öğrenmeme yardım eder. Neyim ben? — Kitap
-
Rüzgârla uçuşur, gökyüzünü boyar. Neyim ben? — Uçurtma
-
Sütü koyarsın içine, kaşığın yardımıyla içersin. Neyim ben? — Kase
-
Üstünde tırtılar, yürürken ses çıkarır. Neyim ben? — Makas
En Zor Bilmeceler
-
Çift ayaklı, tek başlı otobüs kim? — Tavşan
-
Bir odada iki el var ama kimse yok. Neyim ben? — Saatin ibreleri
-
Üç kardeş var: Biri hep susar, biri hep koşar, diğeri hep döner. Kim onlar? — Saatin akrep, yelkovan ve saniye ibreleri
-
Hangisi bir kilo demirden daha ağırdır? — İkisi de eşit
-
Evine bir ağaç kadar büyük misafir geldi ama evi küçülmedi. Neydi o? — Gölge
-
Gözünle göremezsin ama yansımasını her yerde görürsün. Neyim ben? — Hava
-
Ne kadar hızlı koşsan da asla yere inmediğin yer neresi? — Zaman
-
Suyu bozamayan ama suya atılınca kaybolan şey nedir? — Buz
-
Elinde ne kadar tutarsan o kadar büyür. Neyim ben? — Sabun köpüğü
-
İçinde yalnızca rüzgârı taşıyan gemi hangisidir? — Yelkenli
-
Sabah dört ayak, öğle iki ayak, akşam üç ayak olan nedir? — İnsan
-
Hiç yürümemesine karşın hep uzağa giderim. Neyim ben? — Yol
-
Hangi kelime yanlış yazıldığında doğrudur? — “Yanlış”
-
Ne kadar çok alırsan o kadar büyür; adına kazık denir. Neyim ben? — Çukur
-
Ağacın gölgesine asla sığamazsın, çünkü… — Gölgen her zaman farklı boyda
-
Biri tek, diğeri çift adım atar; ikisi de hep şaşkın bakar. Neyim ben? — Ayakkabı bağcıkları
-
İçinde sayı var ama asla hesap yapmaz. Neyim ben? — Telefon tuş takımı
-
Günü saymadan yarınını anlatırım. Neyim ben? — Takvim
-
Kışı asla görmeden daima beyazla kaplı kalırım. Neyim ben? — Bulut
-
Hiç dilim yok ama dilim dilim kesilir. Neyim ben? — Pizza
Kolay Bilmeceler
-
Sarı bir top, göğe bakar; ısıtır dünyayı, gün boyu parlar. — Güneş
-
Gece çıkar, gündüz kaybolur; gökyüzünde gümüş ışık saçar. — Ay
-
Onu omuzuna asarsın, okula taşır; kitapların evi odur. — Çanta
-
Üzerine oturunca dinlenir, ders çalışırken arkanda durur. — Sandalye
-
Sayfalarım var, içimde bilgi saklar; her açışta yeni bir dünya. — Kitap
-
Beni karanlıkta yak, odanı aydınlatırım. — Lamba
-
Yazdığını siler, kağıdı tertemiz tutar. — Silgi
-
Tatlı tadı var, çiçekten toplar, ekmeğe sürülür. — Bal
-
Ötüşür, kuğular gibi suya yakın dolaşır. — Ördek
-
İçinde su kaynadığında ötüş çıkaran metal kap. — Çaydanlık
-
Yemeğini kaşıkla içmene yardım eder; çukur kafalı. — Kaşık
-
İçi sıvı saklar, tutunca elin üşümez. — Bardak
-
Üzerinde resim yaparsın, sayfaları bağlıdır. — Defter
-
Ayağın giydiğin, dışarıda yürümeyi kolaylaştıran. — Ayakkabı
-
Ayağı var ama yürüyemez; içeri girip çıkmanı kontrol eder. — Kapı
-
Üzerine bindiğinde hızla yol alırsın; dört tekeri var. — Araba
-
Ütüyü ısıtınca kıyafeti düzleştirir. — Ütü
-
Diş diş dizili, ekmeği keser. — Bıçak
-
Gece uykuya götürür, pamuk yumağında dinlendirir. — Yatak
-
Elini uzatıp tuttuğunda soğuk suyu avcunda taşır. — Kova