Bir gün Nasrettin Hoca, pazarın renkli, neşeli havasını solumak için eşeğiyle birlikte köy yoluna çıktı. Eşeği, Hoca’nın aklında hep önemli bir sır gibi yer alırdı. Çünkü Hoca, eşeğini ne zaman alıp satacağını, ne zaman dinlendireceğini çok iyi bilirdi.

Yolda yürürken, köy halkı Hoca’ya şöyle diye seslendi:

“Hoca, eşeğini neden arabanın içine almadın? Soğuk havada serin serin dolaşmak zor değil mi?”

Hoca, gülümseyerek cevap verdi:

“Sevgili dostlarım, eşeğim de benim gibi düşündü. Bugün eşeğim bana ‘Ben ne gezerim, ben de dinleneyim’ diyor. Ona biraz özgürlük vermek istiyorum ki, her an kendi kararını verebilsin.”

Bu cevap, köy halkını hem şaşırtmış hem de düşündürmüştü. Hoca’nın bu davranışı, aslında herkesin hayatında bazı önemli seçimler yaparken özgürlüğe ne kadar değer verilmesi gerektiğini anlatır gibiydi. Eşek, o gün pazarın ortasında, geniş açık havada özgürce dolaşırken, Hoca da yanında huzurlu bir tebessümle ilerliyordu.

Nasrettin Hoca’nın bu fıkrası bize, bazen hayatımızdaki seçimlerde “zorlamadan” kendini bırakmanın da önemli olduğunu hatırlatır. Hoca, eşeğini kasten serbest bırakmış; çünkü bazen kontrolü elden bırakmak, asıl akıllıca karardır. Bu hikaye, çocuklara da özgürlüğün ve kendi kararlarını verme hakkının ne kadar değerli olduğunu anlatır.

Bu özgün anlatımda, Hoca’nın mizah dolu yaklaşımı ve düşünceli kararı ön plana çıkarılırken, her yaş grubundan insanın kendi hayatındaki tercihlerinde akıllıca ve özgür düşünmenin önemine vurgu yapılmaktadır. Nasrettin Hoca’nın eşeği fıkrası, hem eğlenceli hem de düşündürücü yönleriyle, çocuklara hayata dair küçük dersler verir.

Keloğlan ve Bilge Çınar Masalı içeriğimizi de çok seveceksiniz..